12 Eylül 1980 darbesi: Utancın 38. yılı

1980'deki askeri darbesinin yıl dönümü. 38 yıl önce bugün, Türkiye güne tank sesleriyle uyandı. Seçimle iktidara gelen hükümet devrilmiş, sokaklarda postal sesleri yankılanıyordu. Türkiye’yi tamamen değiştiren müdahale sonrasında 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 50 kişi idam edildi, 171 kişinin ‘işkenceden öldüğü’ belgelendi. İşte o karanlık dönem…

Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü gerçekleştirdiği askeri müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakan'ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Meclisi hükümsüz kılındı. Dokuz yıl süren bu dönemde partiler geçersiz kılındı, parti liderleri önce gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı. 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı.

İki kutuplu dünyada Soğuk Savaş’ın son yıllarında Orta Doğu ve Asya’da hâkimiyetini pekiştirmenin yollarını arayan Amerika Birleşik Devletleri, bir yandan da Sovyetlere karşı bir ‘Yeşil Kuşak’ projesi yürütüyordu. Afganistan’da Sovyet işgaline karşı savaşan mücâhid gerillaları destekliyor; Pakistan ve İran’da dini rejimlerin yerleşmesini istiyordu.

Dünyada bu gelişmelerin yaşandığı sırada Türkiye’de 12 Eylül 1980 tarihinde askerî bir darbe oldu. Türkiye’nin politik, ekonomik ve sosyal manzarasının oldukça sorunlu olduğu darbe öncesi yaşanan gelişmeler adeta darbeye giden yolu adım adım hazırladı. 1974 yılında Anti-Amerikan Ecevit-Erbakan koalisyonunun Kıbrıs’a asker çıkarması, Türkiye’ye ağır ekonomik ambargonun başlatılması ile sonuçlandı. Kıbrıs’ı işgalden kurtaran Türkiye’de paranın değeri aşırı derecede düştü, enflasyon ise yüzde 100’ü geçti. Pek çok zorunlu ihtiyaç maddesi bulunamaz oldu.

Türk kuvvetleri 22 Temmuz’da Girne’yi ele geçirdi.

Türk paraşütçüleri Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşe’nin Türk kesimine indi.

Türk müdahalesi sonucu Yunanistan’daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükumeti de yıkıldı.

Ciddi bir ideolojik kamplaşmaya maruz kalan Türkiye’de 1974 affıyla hapisten çıkan suçlular, terör faaliyetlerine girişti. Bir yandan Türkiye’nin Sovyetlerle entegrasyonunu savunan sol örgütler, beri yanda bunlara geçit vermemek iddiasındaki milliyetçi teşkilatlar silahlı çatışma haline girdi. Üniversiteler, liseler, sendikalar, devlet daireleri, hatta sokaklar, fraksiyonlar arasında bölündü.

Koalisyonlarla idare edilen ülkede siyasî bir kriz doğdu. Görev süresi dolan cumhurbaşkanının yerine yenisi seçilemedi. Seçim turları aylarca sürdü; ancak meclisteki partiler anlaşamadı.

19 Aralık 1979 günü bir sinemanın bombalanması ve biri ağır yedi kişinin yaralanması ile başlayan olaylarda 105 kişi öldü.

28 Mayıs 1980 günü Çorum'da başlayan olaylarda 57 kişi öldü.